İnsan vardır. İnsancık vardır. Öylesi vardır, şöylesi vardır. Bir de aynı benim gibi böylesi vardır.Küçük bir çocukken de sepet kafalıydım. ''Hıyar var'' diyene bir avuç tuzla koşardım. İlkokulda bir arkadaşım vardı. Adını vermeyeyim şimdi. Ayıp olur. Gerçi adından da emin değilim. İsimleri çok iyi hafızam da tutamasam da, olayları asla unutmam. İşte bu arkadaşım benim kalem ve silgilerimi çalardı. Beslenme saatinde de anaannemin okul yolu üzerindeki bir fırından alıp, beslenme çantama koyduğu un kurabiyelerimi çalardı. Bir süre sesimi çıkarmadım. Bir oldu, iki oldu. Birgün dayanamadım sınıfın ortasında ''Hırsızsın sen hırsız!!'' diye bağırdım.
Elime ne geçti peki? Hiçbirşey. Onun adına ben utandım. Hırsız olan o iken, benim utanç duymam mantıklı mıydı? Değildi.Benim utanç duyma sebebim belki de o insanın ne olursa olsun , yine de benim sınıf arkadaşım olmasıydı. O vakitler 10 yaşında bile değilim. Şu an 33 yaşımdayım. Şimdilerde beslenme çantamdan kurabiye çalan insanlar yok etrafımda. Ne mutlu değil mi bana?
Ama bu yaşımda her gün insanlar hakkında yeni ve iç karartıcı bazı gerçekleri öğreniyorum. Değişik karakterlerin kendi içlerindeki kaosa, zamanında beni de çektiklerini farkediyorum. Karaktersiz demek ne kadar doğru olur acaba? Çok mu ağır olur? Olsun varsın. Çünkü bu tip insanlara vakt-i zamanında ARKADAŞIM dediğim için benim yüreğimde duyduğum ağırlığın yanında hiç kalır.
Çocukken silginizi çalarlar,elmanızı çalarlar. Büyüdüğünü sandığın bir zamanda, her şeyi bildiğini zannettiğin bir zamanda, İŞTE BU SU KATILMAMIŞ BİR İNSAN dediğin bir anda da , alnını karışlayıp insanlara olan güvenini çalarlar.
Bir insan bu kadar yanılabilir mi? Bir insan biri hakkında bu kadar yanılgıya düşebilir mi? Bir insan güzel bir arkadaş edindiğini sandığı bir anda, bu kadar pişman olabilir mi o arkadaşlıktan?Arkadaşlık arkadan konuşmak değildir. Arkadaşlık ikiyüzlülük, riyakarlık değildir. Arkadaş arkadaşın dedikodusunu yapmaz. Yapıyorsan o senin arkadaşın değildir. Arkanda değil, tam karşındadır. Arkadaşlık mahalle karısı ağzıyla olmaz. Dürüst olacaksın. Çirkefleşmeden önce durup bir düşüneceksin. Hatayı birazda kendinde arayacaksın. Benim satır aralarında farketttiklerimi, en tepelere taşımadan önce durup düşünmeli insan. Kiminle dans ettiğini bilmeli. Bunlar benim canımı yakmaz. Sadece ARKADAŞ deme gafletine düştüğüm için kendime kızarım.
Elimi uzattığım bir insanın, elime okkalı bir tükürük attığını gördüğüm anda ne yapmalıyım? Aynı şekilde tükürüğe mi boğmalıyım? Gün gelir herkes kendi tükürüğünde boğulur.
Hanımlığını bileceksin. Ama çok zor değil mi hanımefendi GİBİ davranmak. Gibisi bile çok zor.Mahalle karısı ağzı daha kolay tabi.. Ben ancak bu kadar bozabildim hanımlığımı. Umarım bir daha kimse böyle birşeye sebep olmaz.
Yazıklar olsun diyorum sadece. Onca arkadaşlığa yazıklar olsun. Farketmeyeceğimi sanacak kadar , beni saf biri sananlara yazıklar olsun. Tüm paylaşımlarıma yazıklar olsun. İçten tüm gülücüklerime yazıklar olsun. ''ARKADAŞIM ''dediğim her ana yazıklar olsun.Bu kadar ucuzmuş. Bu kadarcıkmış. Ama ben bu kadarcık!!! olduğunu aylar öncesinden zaten sezmiştim. BENİM AYLAR ÖNCESİNDEN GERÇEK YÜZLERİ FARKETTİĞİM GEÇ FARKEDİLDİ. İki taneydi o yüzler iki. Allahtan baştan farketmişim ikiyüzlülüğü.Ondan zaten bu öfkeler, bu kendini bilmez bir halde saldırışlar.
Ahh bilmiyorlar ki, ben aslan gibiyim. Dağ gibiyim. Beni insanlar şaşırtmıyor artık. Sadece gördüğüm bu ikiyüzlü dostluklara rağmen, hala nasıl oluyor da , insanlara güvenimi kaybetmiyorum. İşte ben buna yani kendime kızıyorum. Benim davam kendimle.
Yoksa sen böyle gelmişsin böyle gidersin. Ama bu gelip gitmelerde asla ve asla yanımdan bile geçemezsin..
Bedduadan korkmasaydım,dönüp dolaşıp yine beni bulacağını bilmeseydim,beddua ederdim sana.Ama sen duanın hiçbir şeklini haketmiyorsun .
Elime ne geçti peki? Hiçbirşey. Onun adına ben utandım. Hırsız olan o iken, benim utanç duymam mantıklı mıydı? Değildi.Benim utanç duyma sebebim belki de o insanın ne olursa olsun , yine de benim sınıf arkadaşım olmasıydı. O vakitler 10 yaşında bile değilim. Şu an 33 yaşımdayım. Şimdilerde beslenme çantamdan kurabiye çalan insanlar yok etrafımda. Ne mutlu değil mi bana?
Ama bu yaşımda her gün insanlar hakkında yeni ve iç karartıcı bazı gerçekleri öğreniyorum. Değişik karakterlerin kendi içlerindeki kaosa, zamanında beni de çektiklerini farkediyorum. Karaktersiz demek ne kadar doğru olur acaba? Çok mu ağır olur? Olsun varsın. Çünkü bu tip insanlara vakt-i zamanında ARKADAŞIM dediğim için benim yüreğimde duyduğum ağırlığın yanında hiç kalır.
Çocukken silginizi çalarlar,elmanızı çalarlar. Büyüdüğünü sandığın bir zamanda, her şeyi bildiğini zannettiğin bir zamanda, İŞTE BU SU KATILMAMIŞ BİR İNSAN dediğin bir anda da , alnını karışlayıp insanlara olan güvenini çalarlar.
Bir insan bu kadar yanılabilir mi? Bir insan biri hakkında bu kadar yanılgıya düşebilir mi? Bir insan güzel bir arkadaş edindiğini sandığı bir anda, bu kadar pişman olabilir mi o arkadaşlıktan?Arkadaşlık arkadan konuşmak değildir. Arkadaşlık ikiyüzlülük, riyakarlık değildir. Arkadaş arkadaşın dedikodusunu yapmaz. Yapıyorsan o senin arkadaşın değildir. Arkanda değil, tam karşındadır. Arkadaşlık mahalle karısı ağzıyla olmaz. Dürüst olacaksın. Çirkefleşmeden önce durup bir düşüneceksin. Hatayı birazda kendinde arayacaksın. Benim satır aralarında farketttiklerimi, en tepelere taşımadan önce durup düşünmeli insan. Kiminle dans ettiğini bilmeli. Bunlar benim canımı yakmaz. Sadece ARKADAŞ deme gafletine düştüğüm için kendime kızarım.
Elimi uzattığım bir insanın, elime okkalı bir tükürük attığını gördüğüm anda ne yapmalıyım? Aynı şekilde tükürüğe mi boğmalıyım? Gün gelir herkes kendi tükürüğünde boğulur.
Hanımlığını bileceksin. Ama çok zor değil mi hanımefendi GİBİ davranmak. Gibisi bile çok zor.Mahalle karısı ağzı daha kolay tabi.. Ben ancak bu kadar bozabildim hanımlığımı. Umarım bir daha kimse böyle birşeye sebep olmaz.
Yazıklar olsun diyorum sadece. Onca arkadaşlığa yazıklar olsun. Farketmeyeceğimi sanacak kadar , beni saf biri sananlara yazıklar olsun. Tüm paylaşımlarıma yazıklar olsun. İçten tüm gülücüklerime yazıklar olsun. ''ARKADAŞIM ''dediğim her ana yazıklar olsun.Bu kadar ucuzmuş. Bu kadarcıkmış. Ama ben bu kadarcık!!! olduğunu aylar öncesinden zaten sezmiştim. BENİM AYLAR ÖNCESİNDEN GERÇEK YÜZLERİ FARKETTİĞİM GEÇ FARKEDİLDİ. İki taneydi o yüzler iki. Allahtan baştan farketmişim ikiyüzlülüğü.Ondan zaten bu öfkeler, bu kendini bilmez bir halde saldırışlar.
Ahh bilmiyorlar ki, ben aslan gibiyim. Dağ gibiyim. Beni insanlar şaşırtmıyor artık. Sadece gördüğüm bu ikiyüzlü dostluklara rağmen, hala nasıl oluyor da , insanlara güvenimi kaybetmiyorum. İşte ben buna yani kendime kızıyorum. Benim davam kendimle.
Yoksa sen böyle gelmişsin böyle gidersin. Ama bu gelip gitmelerde asla ve asla yanımdan bile geçemezsin..
Bedduadan korkmasaydım,dönüp dolaşıp yine beni bulacağını bilmeseydim,beddua ederdim sana.Ama sen duanın hiçbir şeklini haketmiyorsun .
AYLİN
Kedim yine haklı çıktı. Senin şüphelerini baştan dikkate alsaydım, hala bu kadar sinirli olup, sağa sola bu yazıyı yapıştırıyor olmazdım. Herneyse ya.
Biz bize yeteriz.
Nerede çokluk orada ...... zaten.
div>
posted by <$cimvedaisyt <$7:44 AM Permalink |
Kedim yine haklı çıktı. Senin şüphelerini baştan dikkate alsaydım, hala bu kadar sinirli olup, sağa sola bu yazıyı yapıştırıyor olmazdım. Herneyse ya.
Biz bize yeteriz.
Nerede çokluk orada ...... zaten.